Binbir kayboluş

Bir an yüzünde
kayboldum;
zaman durdu
gözlerindeki ışıltılar
dudaklarından çıkan
sesleri bastırdı
bir gül bahçesine girdim
yayıldı gonca kokuları
karşında divaneyim
hülyaya daldım
zavallı kalbim,
duracak sandım
başım,
omuzlarında
sabahladım
meğer ben
bir bakışma anında
binbir kayboluşu
yaşamışım…

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Bitmeyen yakarışlarım

Kolay yazılıyor
kolay anlatılıyor
sensizlik,
kelimeler satır
aralarında
seninle oynaşıyor
oysa yokluğun öyle zor
ki;
kolay yaşanmıyor,
uyku yok gecelerde
özlemin acıları ateşten
kor, yakıyor
mabet oluyorsun
benliğimde
alın yazım
geceler boyu Sen diyor
bitmeyen yakarışlarım…

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Hile yaptın

hayal sanığı;
yılları kaybettirdin
davet ettiğin oyunda
aklımı çeldin
hile yaptın
serabı önüme koydun
ve Sen kayboldun…

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Eylül…

Yeryüzünü rahmet
yağmurları
kirlerden
arındırıyor
lekelenmiş beyaz
aldırmıyor, masum
rolü oynuyor
utandıran yalancı
duygular
günahlarında
gömülüyor
yasını tutuyorum
düşlerinin,
hayaller tarumar
umutlar kıyamete
taşınıyor
atılan her adım
ölümü bir katre
daha
yakınlaştırıyor
ruhumun kederinden
habersiz
Eylül’de Mihrican
tahtından
indiriliyor…

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Asrın onda biri…

Onda birinde asrın;
sanadır yakarışlarım
saçının her bir teli
gözlerinin ışığı
mısralarla kucaklaştı
binlerce seçkin kelime
özenle endamını anlattı
arzulu muhabbetinle
isyandaki mesafelere aldırmadan
gökyüzünde yürüyüşe çıktı
uyku mahmurluğunda
rüyalarda söyleşti seninle ruhum,
onda birinde asrın;
sabahladım
hiç bitmeyen vuslat dualarıyla,
ismin dilimde terennümde
sesindeki ezgiler
yüzündeki tebbesüm
dudaklarım hep varlığını heceledi
gönlümün hasretiyle buluştular
onda birinde asrın;
yakarışlarım arşa yükselmişken
gözlerin kapattı kapılarını
şiirlerin efsunuydu oysa bakışların
artık gün ışığı haram
yıldızsız gecelere mahkum biçare halim…

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın